top of page

HASRETLİK

Hasret bizim buralara biçilmiş kaftan gibidir. Her evin damında yemek kokusu gibi kokar. Kimi evlat hasretiyle ciğerlerini yakar, kimi eş hasretiyle gözlerini pencereden alamaz, kimi ana-baba hasretiyle geceler boyu ağlayarak dua eder.


Ben alışmışım hasret çekmeye, beklemeye, beklerken sevmeye.. Hani diyorlar ya mastır yaptı bizim oğlan, bizim kız diye.. Ben de mastır yaptım. Neden bekliyorsun hayatına yazık değil mi karşına daha iyisi çıkar cümleleri duyuyorum bazen.. Neden bekliyorum? Kalbime öyle güzel işlenmiş ki adı, onu ordan alıp çıkarmaya kıyamıyorum.


Yolunu gözlerken ömrüm geçip gidiyor belki ama her gün başka başka seviyorum onu. Bazen korkuyorum beni unutmasından, onu unutmaktan.. Korkunun ecele faydası yok bilirim ama ne bileyim, kalp bu...


Çeke çeke ben bu dertten ölürsem diye bir türkü var ya hani, kavuşur muyuz sanmam ama hasretini çekmek bile o kadar güzel ki, anlatamam...


Benim küçük dünyam vardı bundan birkaç sene önce. Dünyam küçüktü ama sevgim hayallerimden de büyüktü. Dünyam küçüktü ama kalbim sevgimden de büyüktü. Dünyam küçüktü ama ben hepsinden büyüktüm.




 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Bir Dua Kadar Sen

Kavuşmalıyız, konuşmalıyız, yan yana olmalıyız. Bir elma olmak varken, iki yarım elma olduk biz. Aynı gökyüzü altında, farklı dillerde...

 
 
 
Çay Koy Yeniden Başlıyoruz!

Yeniden başlayanların birden fazla hikâyesi olur. Düşerler kalkar, tekrar düşerler tekrar kalkarlar, iflas ederler, başka işlere kalkışıp...

 
 
 
İNANMIŞTIM

Zor oldu. Yolumuz, sevdamız, hayallerimiz, itirafımız… Hepsi zor oldu. Neyimiz kolay oldu ki? Adımızın peş peşe söylenmesi bile zordu....

 
 
 

Yorumlar


bottom of page