HASRETLİK
- Gül Çevik
- 2 gün önce
- 1 dakikada okunur
Hasret bizim buralara biçilmiş kaftan gibidir. Her evin damında yemek kokusu gibi kokar. Kimi evlat hasretiyle ciğerlerini yakar, kimi eş hasretiyle gözlerini pencereden alamaz, kimi ana-baba hasretiyle geceler boyu ağlayarak dua eder.
Ben alışmışım hasret çekmeye, beklemeye, beklerken sevmeye.. Hani diyorlar ya mastır yaptı bizim oğlan, bizim kız diye.. Ben de mastır yaptım. Neden bekliyorsun hayatına yazık değil mi karşına daha iyisi çıkar cümleleri duyuyorum bazen.. Neden bekliyorum? Kalbime öyle güzel işlenmiş ki adı, onu ordan alıp çıkarmaya kıyamıyorum.
Yolunu gözlerken ömrüm geçip gidiyor belki ama her gün başka başka seviyorum onu. Bazen korkuyorum beni unutmasından, onu unutmaktan.. Korkunun ecele faydası yok bilirim ama ne bileyim, kalp bu...
Çeke çeke ben bu dertten ölürsem diye bir türkü var ya hani, kavuşur muyuz sanmam ama hasretini çekmek bile o kadar güzel ki, anlatamam...
Benim küçük dünyam vardı bundan birkaç sene önce. Dünyam küçüktü ama sevgim hayallerimden de büyüktü. Dünyam küçüktü ama kalbim sevgimden de büyüktü. Dünyam küçüktü ama ben hepsinden büyüktüm.
Yorumlar